Karlı bir İstanbuldan yazıyorum yazımı.
2015'i karşılarken İzmirde sıcak yuvamda oturuyordum geçen yıl bu zamanlar. Hayat insanı ummadığı yerlere götürüyor ne tahmin etmek mümkün oluyor ne de engel olmak.
Şöyle bir bakıyorumda çok güzel bir yıldı 2015. Yeğenimle tüm sevdiklerimle doya doya geçirdiğim güzel bir yıl oldu. Son 3 aydır onlardan uzakta, sevdiklerime hasret olmamı saymazsak güzel bir yıldı iyi bir işim ve yeni bir hayatım var artık.
İnşallah 2016 da çok güzel bir yıl olsun tüm sevdiklerim ve tüm insanlık için. Savaşların olmadığı, iyi insanların olduğu, dostluk ve kardeşlikle dolu güzel bir yıl olsun.
Yeni yılda, yeni hayatımda huzur, mutluluk, sağlık ve AŞK olsun :)
Yeni yıldan ilk dileğim bu akşam İzmire varabilmek ve yeni yılı İzmirde canım ailemle karşılayabilmek, bunu başardım mı yeni yıl şimdiden uğurlu gelmiş olacak bana:)
Güle güle 2015;
Hoşgeldin 2016 :)
Dilerim seninle hep güzelliklere tanık oluruz. :)
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin işte. ....... Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. CAN YÜCEL
31 Aralık 2015 Perşembe
5 Aralık 2015 Cumartesi
That Winter The Wind Blows
Türü : Melodram, Romantik ( Fazlaca Ağlamaklı bir dizi kendisi :) )
Oyuncular : Jo In Sung
Song Hye-Kyo
Aslında ilk olarak "A Frozen Flower- Ayazda bir çiçek " filmiyle tanıştım Jo In-Sung'la. Ama kendisine olan aşkım "Its Okay, Thats Love" dizisiyle başladı. Sonrada onun oynadığı diğer dizileri izleme sırasına aldım.
Oyuncular : Jo In Sung
Song Hye-Kyo
Aslında ilk olarak "A Frozen Flower- Ayazda bir çiçek " filmiyle tanıştım Jo In-Sung'la. Ama kendisine olan aşkım "Its Okay, Thats Love" dizisiyle başladı. Sonrada onun oynadığı diğer dizileri izleme sırasına aldım.
Dizimizin esas ablası olan Song Hye-Kyo 'yuda bu diziyle tanıdım ama oyunculuğuna ve güzelliğine hayran kaldım. Kesinlikle ikiside rollerinin hakkını vermişler.
PATASANA - Ahmet ÜMİT
Yazar Adı : Ahmet ÜMİT
Yayın Evi : Doğan Kitap (20. Baskı)
Sayfa Sayısı : 402 sayfa
Ne zamandır okumak istediğim bir kitabı okuma fırsatım oldu sonunda. Tahmin ettiğim gibi yine iyi bir Ahmet Ümit kitabıydı.
Yayın Evi : Doğan Kitap (20. Baskı)
Sayfa Sayısı : 402 sayfa
Ne zamandır okumak istediğim bir kitabı okuma fırsatım oldu sonunda. Tahmin ettiğim gibi yine iyi bir Ahmet Ümit kitabıydı.
27 Ekim 2015 Salı
İstanbul'un En Derbederi GALATA KULESİ
Sebebini hatırlayamasamda Galata Kulesi hep özel olmuştur benim için. İstanbul'un Galata Kuleli Siluetini hep çok sevmişimdir. Galata kulesi o sağlam, güçlü duruşuna, taş duvarlarına rağmen hep sıcacık gelmiştir bana. Sonbahar gibi hüzünlü, yalnız.
Belki de bu yüzden biraz kendimle özdeşleştirmişimdir kimbilir.
8 Ekim 2015 Perşembe
Minyonlarım çoğaldı :D
En son yaptığım Minyonum çok sevildi :) Ve bende çok sevgili arkadaşım Elifim için Minyon yapmaya başladım. Bir tane yapmaktı niyetim ama bir baktım ki üç tane yaptım bile :)
28 Eylül 2015 Pazartesi
Taş Boyamaya devam :) ve Taş üzerine dekopaj
Taş boyama işini geliştirmeye başladım :)
Sevdim ben bu hobi işini, gerçekten de bütün sıkıntıları unutturuyor insana. Birşeyler ürettikçe mutlu oluyorum.
Sevdim ben bu hobi işini, gerçekten de bütün sıkıntıları unutturuyor insana. Birşeyler ürettikçe mutlu oluyorum.
21 Eylül 2015 Pazartesi
8 Eylül 2015 Salı
Minnak Kurabiyem :D
5 Eylül 2013 sabahıydı onun varlığını ilk öğrendiğim gün. Öyle farklı bir duyguydu ki. Sevinçten ağlamak ne demekmiş o gün anladım. Anneciği ve babacığı sabah uyanır uyanmaz Umayımın bana daha doğmadan aldığı hediyeleriyle birlikte verdiler müjdeli haberi. Daha dün gibi, oysa 2 sene olmuş benim minnak kurabiyemin hayatımıza
girişi.
7 Eylül 2015 Pazartesi
Mutsuz Çocukların Tanrısı - Jale DEMİRDÖĞEN
Kitap Adı : Mutsuz Çocukların Tanrısı
Yazar : Jale DEMİRDÖĞEN
Yayınevi : Nemesis Kitap
1. Baskı : Kasım 2012
2. Baskı : Mart 2015
Sayfa Sayısı : 292
“
Gülümserken yüzünün yarısını kullanan insanların yüzlerinin diğer yarısı bir
başka hikâye daha fısıldar ve o hikâye sana anlatılan kadar masum değildir.”
2 Eylül 2015 Çarşamba
Hayal - Jale DEMİRDÖĞEN
Kitap Adı :
Hayal
Yazar :
Jale DEMİRDÖĞEN
Yayınevi :
Nemesis Kitap
Baskı Sayısı : 2. Baskı
Basım Yılı :
Şubat 2015
Sayfa Sayısı :
363
“ Herkes kalbinde kocaman Hayal’ler büyütüyor; dilinde küçücük bir Dua’sı olmayanlar bile….”
25 Ağustos 2015 Salı
Kan Ağacı / Jale DEMİRDÖĞEN
Kitap Adı : Kan Ağacı
Yazar : Jale DEMİRDÖĞEN
Basım Yılı : 2010
Yayınevi : Nemesis Kitap
Sayfa Sayısı :336
Sayfa Sayısı :336
Kan Ağacını okuyalı çok oldu, bu yaz ablamın okumasına
vesile oldum ve onun sayesinde tekrar hatırladım Kan Ağacını. Yazarın neredeyse
tüm kitaplarını aldık ve yarın “Leyl”i okumaya başlıyacağım. Ve diğerlerini de
okuma sırasına soktum bile. Hazır blog yazmaya da başlamışken beni bu kadar
etkileyen bu kitabı yazmadan yeni kitaba başlamak içime sinmeyince oturdum bilgisayarın başına.
2013 yılında sosyal ağlarda
dolaşırken bir arkadaşımın arkadaşının : ) paylaştığı fotoğrafta karşılaştım bu
kitapla. İyi ki de karşılaşmışım. Hayatımda yeri apayrı bir roman oldu “Kan
Ağacı”. O gün Jale DEMİRDÖĞEN adını ilk
kez duymuştum. İzmir’de yaşayan Jale DEMİRDÖĞEN’in ikinci romanı Kan Ağacı. Biraz araştırınca arka kapaktaki tanıtım yazısı
adeta büyüledi beni. Bir türlü isim veremediğim ruh durumumu bir kelimeyle
özetlemişti yazar. Bir bekleyiciydim ben “gidenlerin dönüşünü ve dönmeyenlerin
ölüşünü bekleyen”
"Bir bekleyici nasıl beklemesi gerektiğini bilir. Bekleyiş ne kadar uzun sürerse, hasret o kadar anlamsızlaştırır zamanı. Saatler ve beklenenin yüzü birbirine karışır. Her şeyi unutulur o'nun;; bir tek bakışı unutulmaz. O unutulsa, zaten bekleyici olunmaz.
Birinci Baskının Ön ve Arka Kapağı
24 Ağustos 2015 Pazartesi
Gündüzsefası / Sarah JIO
Kitap Adı : Gündüzsefası / Morning
Glory
Yazar Adı : Sarah JIO
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı : 360 Sayfa
“Acı ne kadar derinde olsa da
zamanla tüm çiçekler güneşe döner yüzünü…. “ diyerek başlıyor anlatmaya Sarah
JIO. ” Kalbin anahtarıdır Gündüzsefası.”
23 Ağustos 2015 Pazar
Leyla ile Mecnun
İzlediklerimi anlatırken "Leyla ile Mecnun"dan bahsetmeden olmazdı. Replikler, geyikler, o şahane müzikler. Mecnun, İskender, Yavuz, Pek tabi ki Erdal Bakkal, Leylalar, Hele İsmail abi hepsinin yeri kalbimde ayrıdır.
İsmail abi o içtenliği, o temiz kalbiyle herkes gibi benimde gönlümde ayrı bir yer kazandı.
22 Ağustos 2015 Cumartesi
21 Ağustos 2015 Cuma
Ben Bir Kore Fanıyım :D
Ve İlk Blog yazımla karşınızdayım :) Sürç-i lisan edersem affola : )
İlk yazıma blogları takip etmeme vesile olan kore dizileriyle başlamak istedim. Bende yabancı dizi izlemeye yüksek lisans sırasında arkadaş önerileriyle başladım. Sanırım benim jenerasyonun ilk dizisi olan Prison Break ve Lost'la başladı yabancı dizi serüvenim. Ardından Heroes ve göz bebeğimm FRİNGE . Fringe in tüm sezonlarını hayranlıkla izledikten sonra uzun bir süre ara verdim dizilere.
İlk yazıma blogları takip etmeme vesile olan kore dizileriyle başlamak istedim. Bende yabancı dizi izlemeye yüksek lisans sırasında arkadaş önerileriyle başladım. Sanırım benim jenerasyonun ilk dizisi olan Prison Break ve Lost'la başladı yabancı dizi serüvenim. Ardından Heroes ve göz bebeğimm FRİNGE . Fringe in tüm sezonlarını hayranlıkla izledikten sonra uzun bir süre ara verdim dizilere.
Wreck it Ralph - Oyunbozan Ralph
En Sevdiğim animasyonlardan birisi. Senaryosuyla kendi çocukluğuma götüren ve beni kendisine hayran bırakan film. İzlemediyseniz kesinlikle izleyin derim. Sizde Ralphi ve Venelopeyi çok ama çok seveceksiniz. Venelopede kendimi buldum diyebilirim. Birisi beni animasyon olarak çizse en büyük arıza olarak venelopeden başkasını düşünemezdim. Tebessümle ve merakla izlerken sonundada duygulanmadan edemeyeceksiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)