Kitap Adı : Mutsuz Çocukların Tanrısı
Yazar : Jale DEMİRDÖĞEN
Yayınevi : Nemesis Kitap
1. Baskı : Kasım 2012
2. Baskı : Mart 2015
Sayfa Sayısı : 292
“
Gülümserken yüzünün yarısını kullanan insanların yüzlerinin diğer yarısı bir
başka hikâye daha fısıldar ve o hikâye sana anlatılan kadar masum değildir.”
“Gerçekleştirilemeyecek kadar büyük hiçbir hayal yoktur ve fakat kurulmuş her hayal küçümsenemeyecek kadar büyüktür.”
Yine bir Jale DEMİRDÖĞEN kitabıyla karşınızdayım.
Her zaman ki gibi bu kitabı da severek okudum.
“Mutsuz Çocukların Tanrısı” diğer kitaplarından
biraz daha farklı geldi bana. Biraz depresif bir kitaptı ama yine de sonuna
kadar merakla okumaya devam ettim. Her
zaman olduğu gibi yine başarılı bir kurgu ve ilgi çekici karakterler var
kitabımızda. Kitabın konusuyla ilgili herhangi bir şey yazmaya başlarsam
tamamını anlatmış olacağımdan konuya pek girmek istemiyorum.
İlk bölümü açıkçası çok zor okudum, Çünkü Berat’ın
depresif kişiliğini daha tanımamıştım bu yüzden kitap bittiğinde anlamadan
okuduğumu düşünüp ilk bölümü tekrar okudum. Ama devamında altını çizecek kadar
çok beğendiğim yerler oldu ve toplamda bakarsak keyifle okuduğum bir kitaptı
diyebilirim. Fakat şunu belirtmeliyim ki, yazarın ilk okuduğum kitabı “Kan
Ağacı” değil de bu olsaydı diğer kitapları okumaya niyetlenmezdim. Kötü değildi
ama bir “Kan ağacı” yada “Hayal” de değildi benim için. Ama herşeye rağmen yıllardır
alamadığım bir kararı almamı sağladığı için bende farklı da bir yeri olacak “Mutsuz
Çocukların Tanrısı”nın.
“Sırtında keşke sözcüğünden daha ağır yük taşıyan
bir başka sözcük tanımıyorum! Tıpkı herhangi bir cümlede belki sözcüğünden daha aptalca bakan bir başka sözcük görmediğim
gibi….”
Berat’ın anlattığı ayda yürüyüş kuralları beni çok etkiledi.
Özellikle 4., 5., 6., 8. ve 9. Kurallar yıllardır alamadığım bir kararı almamda
yardımcı oldu. Ve bundan sonrada aklımdan çıkarmayacağım kurallarım oldu.
Ayda kural dört: Senden çok kendini incittiğinin farkında
olmayanları bağışla!
Ayda kural beş: Kaderini ancak senin belirleyebileceğini
unutma!
Ayda kural altı: Nefret ettiğin birini unutamıyorsan, onu
sevdiğin gerçeğini hatırla.
Ayda kural sekiz: Vicdanının sesini dinle.
Ayda kural dokuz: Her ne yapacaksan, buna değip değmeyeceğini
onu yapmadan önce hesapla!
Her zaman olduğu gibi kitabımızdan sevdiğim kısımları paylaşmak istiyorum şimdi de sizlere ;
“Bir erkek bir kadının nesiyle seviştiyse yalnızca onu iyi
tanır. Ben onun yalnızca merakıyla sevişmiştim. Bir kadınsa bir erkeğin nesiyle
sevişemediyse yalnızca onu ister. O benim bir tek sözcüklerimle sevişememişti.”
Berat
“Herkesten kaçabilir, bir tek kendimizden kaçamazdık. Bunu
keşke o gün de bilseydim…”
“İnsan o yaşlarda ne hissettiğini ayrımsayamıyor. Ya dümdüz
ya da çok çetrefilli bakıyor dünyaya. Siyah ve beyazın tam arasında, yürüse
ikisine de kavuşabilecek bir renk daha olduğunu fark edemiyor. O renkle ancak
büyüdüğünde tanışıyor; siyahla ölemediğini ve beyazla yetinemediğini gördüğünde…
Benim griyle tanışmam ve ona alışmam geç oldu.” Nur
“İnsan rahatlıkla aldatabiliyor da, aldatılmayı asla
kaldıramıyor. Bu, insanın beyazı, siyahı ve griyi kabullenişi gibi de değil.
Bu, pembeden nefret ediş!” Nur
“Sorulmadan anlatmayan insanlar çekicidir fakat sorduğunuz
soruya cevap bile vermeyenler ulaşılmazdır. Ulaşılmaz insanların berbat biri
olma ihtimalini hep saklı tutsanız bile ona ulaşmak istersiniz. Ulaşamadıkça
daha da ulaşmak, ulaşamadıkça daha da ulaşmak.. İnsanın doğası bu… Oysa ulaşmak
istediğiniz, o insan değil, o insanın kimliğine bürünmüş benliğinizin tatmin
arzusudur, başka hiçbir şey değil. Bana cevap vermeli. Kimseye vermese de bana
vermeli. Hatta kimseye vermediği cevabı bana vermeli ki bana ne kadar değerli
olduğumu hissettirsin. “ Aras
“Sen zaten bir aynaya değil, yağmurla kirlenmiş bir cama
benziyorsun.” Berat
“Bitmemiş her şey, bir gün bir şekilde tamamlanır.” Berat
“Ölmek… Yüklemi olduğu bir cümlenin öznesini var etmek yerine
yok eden tek eylem!” Berat
“Acıyı körüklerken dindirebilen tek eylemin yazmak olduğu
gerçeğini bu gece fark ettim .” Berat
“Bu, Hakk’ın adaleti midir, yoksa adaletin herkesin payına
eşit dağıttığı bir hak mıdır, bilmiyorum. Hayatta her şey oluyor doktor.
Yaşamaya gör… Her şeye rağmen yaşamayı göze al; bak neler oluyor…” Aras
“Ders kendini kandırma, kural bir: En tehlikeli isim
hangisiyse onu anmayacak, yok sayacaksın!” Aras
“Hayata bir şey vermemişsek onun bize verdiğini küçümseme
hakkımız yoktur.” Arya
Ve özetle Okunmaya değer bir kitap daha yazmış sevgili Jale Demirdöğen, yüreğine kalemine sağlık.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere Hoşçakalın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder